6 Aralık 2016 Salı

BİBLİYOTERAPİ-OSHO OKUMALARI

OSHO OKUMALARI
8ARALIK perşembe GÜNÜ SAAT 18-20 ARASI OSHO okumaları BİBLİOTERAPİ ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYORUZ
 OKUMAMIZ OSHO NUN EGO ADLI KİTABINDAN OLACAKTIR…
Bilgi ve Kayıt:Messenger
Moderatör:Tuna Kamhi
Yer:Emirgan

BİBLİYOTERAPİ NEDİR?
Bibliyoterapi, doğru zamanda, doğru bireyle, doğru kitabı buluşturarak kişinin duygusal sorunların anlaşılabilmesinde, yaşama uyum sorunlarının ele alınmasında ve kişinin içinde bulunduğu gelişim dönemlerine özgü gereksinimlerini tanıyabilmelerinde kullanılan bir şifa yöntemidir. 
Yunan Tarihçi Diodorus (1933)’un anılarından bilindiği üzere Eski Yunanlar bir kütüphanenin girişinde, kapının üzerine  ‘İnsanın Ruhunun İyileştiği Yer’ yazarak OKUMANIN  akıl ve ruh sağlığı açısından  ne kadar önemli olduğunu göstermişlerdir. 
Neden Bibliyoterapi?
  • Bibliyoterapi kullanılarak, bireyin, yaşamakta olduğu sorunun yalnızca kendi başına gelmiş bir sorun olmadığı, birçok kişinin de benzer sıkıntıları yaşamakta olduğu gerçeğini görebilmesi sağlanır.
  • Yaşanan sorunların yalnızca tek bir çözümünün olmadığı, bireyin yaratıcı gücünü devreye sokarak çok çeşitli çözüm yollarına ulaşabileceğini görebilmesine yardımcı olunur.
  • Birey okuduğu öykü ile kendi öyküsünü kıyaslayabilir. Kahramanı tanıdıkça kendini ve duygularını tanıyabilir.  Kahramanın kulandığı kendisinkinden farklı çözüm yolarını keşfedebilir.
  • Nelerin, hangi çözüm yolarının işe yarar, hangilerinin işe yaramaz olduğunu görerek kendi senaryosunda neleri değiştirebileceğini, yerine nasıl bir öykü kurgulayabileceğini bulabilir.
  • Kişinin sorununu daha özgürce ifade ederek yine daha özgürce tartışabilmesinin önü açılır.
  • Kişinin sorununu yapıcı bir eylem planı hazırlayarak çözümlemesine yardımcı olunur.
  • Kişinin olumlu bir benlik kavramı geliştirebilmesine katkıda bulunulur.
  • Kişinin üzerindeki duygusal ya da bilişsel baskı hafifletilmeye ya da kaldırılmaya çalışılır.
  • Kişinin kendini kabul edebilmesi için destek sağlanır.
  • Kişinin kendi dışında bazı ilgi alanları oluşturabilmesine rehberlik edilir.
  • Farkındalık yaratır.
  • Bağımlılıklardan kurtarır



  • Osho Kimdir?

    Hindistan’ın Madhya Pradesh eyaletinde Kuchwada da 1931 yılında 11 aralıkta dünyaya gelmiştir. İlk çocukluk yıllarında başkaları tarafından verilen bilgiler ve inançları edinmektense gerçekliği kendinin deneyimlemekte ısrarcı olan bir asi ruhu vardır.
    21 yaşında üniversite öğrenimini tamamladı. Jabalpur üniversitesinde yıllarca felsefi dersleri verdi. Aynı zamanda tüm Hindistan’ı dolaşarak konuşmalar yaptı. Halka açık tartışmalarda tutucu din liderlerine meydan okudu.
    Geleneksel inanışları sorguladı ve hayatın tüm alanlarından insanlarla bir araya geldi.
    Osho kendi hayatını anın zamansız boyutunda yaşamanın kapısını keşfetmiş birisidir. O kendisini gerçek bir “varoluşçu” olarak adlandırmıştır.
    İnanç sistemlerini ve çağdaş insan psikolojisini anlamasında ufkunu geliştirecek bulabileceği her şeyi ama her şeyi okudu.

    1960’ların sonuna doğru Osho artık kendi dinamik meditasyonunu geliştirmeyi başlamıştı. Meditasyonun o rahat düşüncelerden arınmış biçimini keşfetmeyi umut edilmesi için öncelikle geçmişin modası geçmiş yöntemlerinin ve günümüzün modern hayatının getirdiği sıkıntıların ağırlığı altında ezilen çağdaş insanın çok derin bir ruhsal temizlenme sürecinden geçmesinin şart olduğunu söylemiştir.

    1970’lerin başlarında ilk olarak bazı Batılılar Osho’dan haberdar olmaya başladılar. 1974 te Hindistan’ın Pune şehrinde onun çevresinde bir “komün” kuruldu. Ve başlangıcında Batıdan tek tük gelen ziyaretçiler zamanla çoğaldı.
    Osho insan bilincinin gelişiminin tüm yönleri hakkında konuşmalar yaptı.
    Çağdaş insanın ruhsal arayışları için önemli olan şeylerin özünü entelektüel anlayış içinde değil kendi varoluş deneyimi ile süzdü.
    O hiçbir geleneğe ait olmadığını açıklamıştır.

     Ayrıca;

    “ Beni geçmişle bağlantılandırmayın onu anımsamaya bile değmez” der.
    Yakın öğrencilerine ve dünyanın her yerindeki izleyenlerine yaptığı konuşmalar ve otuzdan fazla dile çevrilmiş altı yüzden fazla cilt halinde yayınlanmıştır.

    Osho 1985 yılında göçmenlik yasalarını ihlal etmek suçundan gözaltında olduğu sırada 19 ocak 1990 tarihinde bedenini terk etti. Amerikan hükümet ajanlarınca zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilmektedir.
  • Kristal eğitmeni ;Tuna Kamhi/lal yaşam
    1957 istanbul doğumlu Tuna Kamhi,  
    Psikoloji ve felsefe eğitimleri aldıktan sonra spirituel bilgilerle yoluna devam etti.Deeksha enerjisi REİKİ VE bircok enerji calışmalarına katıldı..Kristallerle yoluna devam etmeye ve bu konuda yoğunlaşmaya karar vermesi Aragonit taşıyla yaşadığı kişisel bir deneyim sonucu oluştu.
    Amerikada Love and Light School of vibrational Medicine den kristallerle ilgili tüm eğitimleri aldı...Kristallerin yanısıra Bibliotherapy,Nlp,EFT, Kurumlarda biz bilinci,çekim yasası ve kuantum düşünce tekniğibilgelik çalışmaları,stresle başa çıkma teknikleri,duygu ve davranış değiştirme teknikleri rüya yoluyla gelişim çalışmaları; almış olduğu diğer çalışmalardır...

KRİSTAL BİLİNÇ SEMİNERLERİ

DOĞAL TAŞLAR VE KRİSTAL BİLİNÇ SEMİNERLERİ

YENİ SINIF AÇIYORUZ
11ARALIK PAZAR GÜNÜ SAAT 13-14 ARASI ÜCRETSİZ TANITIM SEMİNERİNE BEKLİYORUZ

8 HAFTALIK PROGRAMIN İÇERİĞİ

-YARADILIŞ
-ENERJİ BEDENLERİMİZ- CHAKRALAR- SPİRİTUEL ANATOMİMİZ
-TAŞLAR-LİTHOTHERAPY-YAŞAM ÇİÇEĞİ-MERKABA
-SOFROLOJİ -RÜYALAR-ASTRAL SEYAHATTE KULLANILACAK TAŞLAR
-YÜKSELİŞ PROSESİ  VE YÜKSELİŞ TAŞLARI-TAŞ DÜZENEKLERİ
-CRYSTALLOMANCY VE LİTHOMANCY
-ALTIN ORAN-KARMA-DHARMA-HAYAT AĞACI
-EPİKTETOSUN YAŞAM ÖĞRETİLERİ VE TAŞLARI

YER:EMİRGAN
BİLGİ VE KAYIT:MESSENGER
EĞİTMEN:TUNA KAMHİ

  • Kristal eğitmeni ;Tuna Kamhi/LAL YAŞAM
    1957 istanbul doğumlu Tuna Kamhi,  
    Psikoloji ve felsefe eğitimleri aldıktan sonra spirituel bilgilerle yoluna devam etti.Deeksha enerjisi REİKİ VE bircok enerji calışmalarına katıldı..Kristallerle yoluna devam etmeye ve bu konuda yoğunlaşmaya karar vermesi Aragonit taşıyla yaşadığı kişisel bir deneyim sonucu oluştu.
    Amerikada Love and Light School of vibrational Medicine den kristallerle ilgili tüm eğitimleri aldı...Kristallerin yanısıra Bibliotherapy,Nlp,EFT, Kurumlarda biz bilinci,çekim yasası ve kuantum düşünce tekniğibilgelik çalışmaları,stresle başa çıkma teknikleri,duygu ve davranış değiştirme teknikleri rüya yoluyla gelişim çalışmaları; almış olduğu diğer çalışmalardır...
KRİSTALLERE SAYGIYLA YAKLAŞALIM….ONLAR EVRENİN EN ESKİ, EN BİLGE VARLIKLARIDIR….

Bir kristal doğadan kopup avuçlarınızın içine gelmişse,''bunu, tesadüfi bir durum'' şeklinde yorumlamak yerine, kendi psikolojik ve fiziksel gelişiminiz için bir fırsat sayarak kullanmaya başlayınız…
Bir kristalde tüm evrenin bilgileri saklıdır…Yaradılıştan günümüze kadar milyonlarca yıl geçmiştir…Bir kristalin oluşması, doğa olayları neticesinde, milyonlarca yılda gerçekleşir…Bilgi kodlaması da
bir kristalden, diğerine, yeni oluşmakta olan bir kristale aktarılır…
Kristallerin enerjisi ,yüzyıllarca, kadim topluluklar tarafından, hem şifalalandırma hem de bilgi toplama ve kaydetme amacıyla kullanılmıştır…


''İÇSEL HUZUR İYİ BİR YAŞAMIN KAPISINI AÇAR''
EPİKTETOS

KARTVİZİT


28 Temmuz 2016 Perşembe

UNAKİT

UNAKİT: Ateş ve Su 🔥💧🔥


Unakit, yüksek frekanslı bir yarı değerli taştır. Açıktan koyuya değişen, yeşilin ve pembenin tonlarını içinde barındırır. Kullanan kişiye iç huzuru ve rahatlık verir. Duygusal, zihinsel ve ruhsal sorunların aşılmasına yardımcı olup, kişiyi geçmişe saplanmaktan kurtarır, ruhsal, duygusal açıdan onarır. Enerjisi kişiye kendini sevme isteği kazandırır. Unakitten yayılan titreşimler ile, kök çakradan kalp çakrasına kadar uzanan alandaki tüm enerjisel blokajlar çözülür.
Kalbi, rahatsız eden duygu ve düşüncelerden temizler. Geçmişinizde yer alması muhtemel acı hatıraların etkisini siler, karma temizliği yapar. Kalbi saf sevgiye açan enerjileri taşır. Kalp hastalıklarının iyileştirilmesinde etkilidir. 
Duyguları anında dengeler. Bunun için içe dönüş çalışmalarında kullanabilirsiniz. Sırtüstü uzanarak vücudunuzda iki göğsünüzün arasına yerleştirip 10-15 dakika boyunca bu pozisyonda kalırsanız, kristalden yayılan, kalbinizi ferahlatan, iç dünyanızı sakinleştiren, yoğun bir şekilde huzuru hissettiren enerjileri hissedebilirsiniz. 
Unakit kristali psişik yeteneklerin geliştirilmesinde de kullanılır, içsel vizyonların alınmasında ve kuvvetlendirilmesinde etkilidir. 3. göz enerjilerini açar ve doğaüstü kabul edilen paranormal yeteneklerin kazanılmasına olanak sağlayabilir. Bu amaçla içe dönüş çalışmalarınızda alın bölgenize yerleştirerek kullanabilirsiniz.
Unakit kristalini, hamileler, bayanlar ve yeni doğum yapmış anneler tercih etmelidir. Hamilelik evresinin anne ve bebek açısından rahat atlatılmasına yardımcıdır. Doğum sonrasında kadınlarda görülebilen lohusalık sendromuna yönelik koruyucu ve yardımcı olarak kullanılabilir. Sinir sistemini rahatlatıcı ve dengeleyici özellikleri vardır. Doktorlar unakit taşının erkeklerden ziyade kadınların gebelik dönemlerinde taşıması gereken şifalı taşlardan birisi olduğunu söylemektedir. Bir çok uzman unakit taşının doğumu kolaylaşıran şifalı taşlardan birisi olduğunu vurgulamaktadır ve aynı zamanda unakit taşı bebek sağlığına da etkilidir. Geçmişten günümüze şans taşı olarak bilinir.
Huzur ve mutluluk arayanlar için harika bir taştır.
Çoğu hastalığın iyileşme sürecini destekler, hastanın eski sağlığına kavuşmasını hızlandırır. Üreme sistemini tedavi eder, kilo alımına karşı bedeni tetikte tutar. Saç ve deri sağlığı için kullanılması tavsiye edilir. 
Uyku problemi olanlar, yastıklarının altına bir tane koysunlar ve unakitten yayılan enerji ile mışıl mışıl huzurlu bir gece geçirsinler. 
Elektromanyetik enerji salan cihazların yanına koymak suretiyle elektromanyetik kirlilik etkilerini azaltır.

AVENTURİN

AVENTURİN: Su ve Güneş
Aventurin bir kuvars türüdür. Duygusal olarak dengeleyici ve depresyona karşı etkilidir. Kendinizi mutlu hissetmek için kullanabileceğiniz bir taştır. Genel olarak kuvarsın yeşil tonlarında bulunur ve bu nedenle aventurin denildiğinde akla ilk olarak yeşil aventurin gelir. Ancak mavi ve turuncu tonlarında olanları da vardır. Aventurin sınırsız imkanlar taşıdır. Size geniş ufuklar açar. Hayal kuranların taşı olarak da tanınır. Kendinizi sınırlanmış, engellenmiş, dar düşünce kalıpları ya da modası geçmiş davranışlar içinde sıkışmış hissettiğinizde bu taşı kullanabilirsiniz.
Korkuları yenme ve yaşlılıkla mücadelede etkilidir. Zihinsel karmaşa ve stresi azaltır. Neşe taşı da denir. Sakinlik ve yaşama sevinci sunar. Bağımsızlık, sağlık ve mutluluk hissi verir. Sabrın sembolüdür. Metalik pariltilar saçan ve tanecikli bir yapiya sahip, Aventurine ayni zamanda Yildiz Tasi da denmektedir.
Bu pürüzsüz taşı göğsünüzün üzerine koyup, dogrudan cildinize temas ettirmek en iyi yoldur. Kolye olarak kullanılabilir. Taş sivri ise, sivri ucu yukarıya getirmek gerekir.
Bu tas sınırsız imkanlar taşıdır, size geniş ufuklar açar. Hayal kuranların taşı olarak da taninir. Kendinizi sınırlanmış , engellenmiş, dar düsünce kalıpları ya da modası geçmiş davranışlar içine sıkışmış hissettiğinizde bu taşı kullanabilirsiniz. Kalbin yakınına yerleştirildiğinde, kalbi diğer insanların olumsuzluklarından koruyacak bir enerji yayar.
Aventurin taşı hücre yenileyici ve gençlik verici etkilere sahip bir taştır. Yaşlılıkla savaşmakta etkilidir. Aventurin nese verici bir taştır ve kullanımı ile hem kullanan kisiye, hem de onun çevresine nese duyguları getirir.

KUARZ VE KUARZ ÇEŞİTLERİ

KUVARS VE KUVARS ÇEŞİTLERİ
Dünya kabuğunun % 12 den fazlasını oluşturmaktadır. Oksijen ve silikonun bileşiminden oluşan Kuvars, bugün tedavi edici nitelikleri en fazla olan taşların başında olup taşlarla terapide kuvars kristallerinin yeri çok büyüktür. 
Vücudumuzdaki zihinsel, bedensel ve ruhsal düzeyimizi arttırıcı enerji üretir. Ortamdaki tüm negatiflikleri geri iterler. Meditasyon için çok uygundurlar. Kolye şeklinde üzerimizde taşıyabiliriz, beraber kullanıldığında diğer kristallerin etkisini arttırırlar, şifa ve sihir gücü olduğuna inanılır. Hastalıkları ve negatif olayları, üzerinde bulunan kişiden uzak tutar, kuvvet ve enerji verir, kişisel bilincimizi çalıştırır, davranışlarımızı rahatlatır, problemlerimizi kolay yoldan çözmemize yardım ederler. Sinir sistemimizin, beynimizin, ve hormonal bezlerimizin dengeli ve düzenli çalışmasını sağlar, kişiyi pozitif enerji ile doldururlar. Ateş düşürür, acı ve ağrıyı azaltıcı, ödem oluşumunu önleyici, sindirim ve boşaltım sistemi hastalıklarında şifa verici özellikleri vardır. 
Kuvvetin ve gizli gücün sembolüdür. Doğanın enerjisini içinden geçirip iletir. Kainatın sonsuz gücünü temsil ettiğine ve taşıyanın bu gücü barındırdığına inanılır. Kişinin çevresinde oluşan negatif enerjiyi yok eder ve pozitif enerjiyi toplar, aktive eder aynı zamanda biriktirir.
Duygusal dengeleyicidir. Beyin fonksiyonlarını uyarır. Güç ve canlılık kaybına karşı koruma sağlar. Özellikle Cep telefonu, telsiz gibi cihazlardan yayılan radyasyonu toplar. Zihinsel konsantrasyonu kuvvetlendirir. Tene temas ettirerek kıyafet altında taşındığı taktirde, kişiyi diğer insanların negatif enerjisinden korur. Pozitif insanlar içindeyseniz taşınızı görünür şekilde takın. Böylece çevrenizdeki insanların pozitif enerjisini toplar. Baş ağrısını hafifletici özelliği vardır. Sindirim ve kan dolaşımı sistemini sağlıklı tutar, hastalanırsa iyileştirir. Göz için sağlıklıdır.
Kuvars kristalleri, erkek ve dişi olarak ikiye ayrılır. Erkek kuvars kristali çok berraktır ve yoğun enerji yayarlar. Bu nedenle şifacılık alanında çok önemli kabul edilirler. Erkek kuvars kristal, berrak oluşu nedeniyle, zihinsel karışıklık ve karamsarlık yaşayan kişiler üzerinde, olumlu bir etki yapar. Ayrıca insan üzerinde uyarıcı, eyleme geçirici bir etkisi mevcuttur. 
Dişi kuvars kristali, donuk berrak olmayan görünüşü ile benzersiz özelliklere sahiptir. Herhangi bir kişi, aşırı zihinsel, duygusal ya da fiziksel faaliyet veya hastalık sonucu ağrı çekiyorsa, bir dişi kristal, böyle bir ağrıyı azaltmaya veya yok etmeye yardımcıdır.
Bir de salkım şeklinde kuvars kristalleri vardır ki, bunlar erkek ve dişi kristallerin bir karışımıdır. Bu tür salkım oluşumlar çok güçlü elektromanyetik enerji üreteçleridir. Yanlarında bulunan kişinin enerji alanını güçlendirirler. Bütün çakralar ile bağlantılıdır.
Dumanlı Kuvars rüya taşı olarak bilinir. Dumanlı kuvarsın umutsuzluğa, üzüntüye, öfkeye, depresyona ve diğer negatif etkilere karşı taş sahibini koruma altına aldığına inanılır.
Gül Kuvarsı kuvars grubuna dahil olup pembe renklidir. Stres giderici olup, hata duygularını, korkuyu ve öfkeyi azaltır. Negatif enerjiden koruyucudur. Ruhun inceliğinin sembolüdür. Huzur ve duygu yüklüdür. Sevgi taşıdır. Kalple ilgili olaylarda kullanılır. Sert ve kırıcı olsak bile, üzerimizde taşıdığımızda bizi kibar ve yumuşak, sevgi dolu yapar. Korku ve suçluluk duygularını yok eder. Dokulardaki kan dolaşımını arttırır. Kalbe ve seks organlarına şifa verip, seksüel problemleri çözer. Kalp çakrasının üzerinde tutulup şifa verildiğinde, bastırılmış duyguları açığa çıkarıp tedavi eder. Kolye olarak kullanıldığında kalbin tam üzerinde taşındığı için çok etkili çalışır. Kalp ve boğaz çakrası ile bağlantılıdır. pembe kuvarsa Aşk Taşı denir. Onu üzerinde taşıyanı öfkeden, suçluluktan, korku ve kıskançlıktan koruduğu ve kısırlığa karşıda yararlı olduğu kabul edilir. 
Sitrin koyu kahverengi gibi sarı, altın rengi veya açık sarı, berrak bir kuvars çeşididir. Koyu sarı olanı daha makbuldur. Rengini bünyesinde ek olarak bulunan demirden alır. İçindeki demir Fe 3+ şeklindedir bu sebeple Ametistden farklıdır. Anlayış ve kabiliyeti arttırır, parlak bir zeka verir. Depresyonu önler ve bizi negatif etki ve tesirlerden korur. Açık kalpliliğin sembolüdür. Mide, bağırsak, dalak ve pankreas üzerinde şifa etkisi vardır, şeker hastalığını erken devrelerde ise tedavi eder. Vücudu rahatlattığı, toksinlerden ve zararlı maddelerden temizlediğine inanılır. Sinirleri yatıştırır ve ruhsal durumumuzu olumlu yönde destekler. Cilde yakın ve dokunur bir şekilde kullanılmalıdır. Meditasyonlarımızda sitrin küresi veya kristalini, kolay vizyon görebilmek için kullanabiliriz. Maddi kayıplar yaşayan kişilerin cüzdanlarında taşımalarının olumlu etkileri olduğuna inanılır. Bir diğer adı da Tüccar Taşı olan Sitrini, bazı inanan kişiler kasalarına koyarlar ve sitrinin parasal güçlerini arttırdığına inanırlar. Geleceğe dönük umutlara ulaşmakla bağdaştırılır. Mide ve 3. göz çakrası ile bağlantılıdır.
Ametist pozitif enerji yüklü bir kristaldir. Bulunduğu çevredeki olumsuz enerjileri temizler. Sadece odanın herhangi bir yerinde durması bile, negatif enerjileri toplayıp, pozitif enerjiye dönüştürmesi için yeterlidir. Taşıyan kişiye de bu yükü aktarır. Kan temizleyicidir. Göz hastalıklarına, alerjiye, baş ağrılarına ve kalp rahatsızlıklarına iyi gelir. Negatif enerjilerimizi dışarı atarak, huzurlu ve zinde olmamızı sağlar. Negatif elektrik yükü taşıdığından dolayı, bedendeki fazla elektrik yükünü toplayarak beyin gücünü yükseltir. Pembe kuvars ile birlikte kullanıldığında aklı güçlendirir ve kalbi korur. 3 gözün renklerinden biri olan, eflatun veya mor renkli olup, büyük kristallerden meydana gelir. Rengi içindeki demir miktarına göre çok açıktan, çok koyuya kadar değişen, berrak bir kuvars kristali çeşididir. Koyu renkli olanları daha değerlidir. Meditasyonda kullanılan en iyi kristallerden biridir, üçüncü gözü çalıştırır, yüksek benlik ile irtibatı sağlar, akıl ve anlayış farklılığı verir. Meditasyon sırasında sol elde tutulursa, vücuda ametist enerjisinin girmesi sağlanır, bu şekilde relaks hale gelip, meditasyon daha etkili yapılabilir. Mental ve fiziksel olarak yorgun olan kişileri dinlendirir, huzur verir, sinirlerini yatıştırır, iç huzuru sağlar. Migren ve baş ağrısına en iyi gelen kristallerden biridir, acıyı geçirir, dayanma gücü ve cesareti verir. Kişiyi kibar ve ılımlı yapar. Cilt hastalıklarında şifa vericidir. Gece uykularını düzenleyip, kabus görmeyi engeller. Eğer uykusuzluk sorunu yaşıyorsanız; ametisti yatmadan önce bir süre elinizde tutun ve sonra yastığınızın altına koyarak yatın. Karar verme yeteneğini arttırır. Sindirim ve boşaltım organlarını düzene sokar, ödemi önler. Sürekli üzerinizde taşıyabileceğiniz bir taştır. Yaydığı enerji her zaman size fayda sağlar ve olumsuzluklardan korur. Kolye olarak boyuna asılıp taşınabilir ama tene değmelidir. Şifa verilmesi sırasında, 3. gözün veya şifa verilecek organın üzerine konur. Taç çakra ve 3. göz çakrası ile bağlantılıdır.
💜💜💜
💜💜💜

6 Temmuz 2016 Çarşamba

SEPTAGRAM MEDİTASYONU

Septagram yani yedi köşeli yıldız, zihinsel isteklerin evrene yollanmasında kullanılan çok eski bir semboldür. Bu sembol üzerine meditasyon yaparken, zihnimiz septagramın aracılığıyla evrene yayılır ve isteklerimizin olması hızlanır. Bu noktada en çok tercih edilen, mavi renkli imajine etmektedir. Ayrıca 7 köşesinin 7 gezegene tekabül etmesinden dolayı gezegensel çalışmaları destekleyici olarak da kullanılabilir.

Ön aşamaları tamamladıktan sonra kendinizi hazır hissettiğinizde altınızda kocaman bir mavi septagram (yedi köşeli yıldız) oluşturun. Sizin içinizde kaldığınız ve çevresinde daire olan bir septagram olsun. Şimdi olmasını istediğiniz şeyi imgeleyin¸tüm detaylarıyla ve özellikle sonuca, istediğiniz olduğunda hissettiğiniz duygulara odaklanın. Mesela sevinç, başarı, gurur… ne hissediyorsanız bunları o anda yaşayın. Şimdi bütün bu dileğinizi zihninizde bir nesneyle sembolleştirin ve tüm bu dileğinizin enerjisini bu zihninizde yarattığınız sembole yükleyin. Bu bir sonuç resmi olabilir, bir eşya olabilir… Örneğin araba almak istiyorsanız, araba aldığınız enerjiyi, zihninizde, bir araba anahtarıyla temsil edebilirsiniz. Bu tamamen sizin hayal gücünüze kalmış bir durumdur. Sürekli aynı şeyleri imgelemek yerine bu sayede enerjiyi zihinsel bir nesneye yani bir enerji küresine dönüştürürüz. Pek tabi ki bu sanal yani farklı bir realitede oluşturulmuş bir nesnedir.Şimdi nesneyi, elinize aldığınızı imgeleyin ve altınızdaki septagrama odaklanmaya başlayın. Siz odaklandıkça onun daha da parladığını ve sizin enerjinizle bütünleşerek, sizi evrene bağladığını imgeleyin. Artık evrenle bağlantıya geçtiniz bunu derinden hissedin. Tahmini olarak 6-7 kere derin nefes alın verin ve septagramın yükseldiğini, dolayısıyla bilincinizin de evrene doğru yükseldiğini imgeleyin. Yükseldikçe Dünya’dan çıktığınızı, uzaklaştığınızı görün, sonsuz uzaydasınız… Ve ileride derin ilahi bir ışık görün, adeta parlayan bir yıldız gibi… Hatta yıldız gibi bile gözükebilir, ne olduğuna odaklanmadan o ışığa doğru çekildiğinizi imgeleyin. Git gide daha çok ışığa yaklaşıyorsunuz ve yaklaştıkça ışık daha da parlak ve büyük hale geliyor bunu net bir şekilde imajine edin. Ve en nihayetinde ışığa yaklaştığınızda bunun parlak bembeyaz bir kapı olduğunu görün.
Burası ışık odası, dileklerin gerçekleştiği mekân, kutsal bir mabet, bunu hissedin ve böyle olduğuna inanın. (Hatta isterseniz kapının üzerinde altın renkli “Dilek Odası” yazan bir tabela bile imgeleyebilirsiniz, bu size kalmıştır) Yavaşça beyaz kapının, altın kulplu kolunu tutarak kapıyı açın ve saf nur dolu beyaz odaya girin. Odanın tam ortasında yine beyaz bir masa olduğunu imgeleyin. Masanın etrafında 11 tane çember şeklinde dizilmiş doğal kristal olduğunu imgeleyin. Bu kristallerin hepsinin rengini görün, kuvars şeklinde olabilir veya çeşitli renklerde olabilir, beyaz, mavi, kırmızı gibi… Elinizde tuttuğunuz dilek sembolünü masanın tam ortasına koyun. Siz zihinsel olarak oluşturduğunuz dilek nesnenizi masaya koyduğunuzda, kristallerin parlamaya başladığını ve bir enerji çemberi oluşturduğunu imgeleyin. Bu yayılan beyaz-ışık gibi olan enerjinin sembolünüzü de kapsadığını görün. Bu noktada dileklerinizin gerçekleşmesi için evrenin ilahi rehberlerinden, üstatlarda, meleklerden veya inandığınız ve size yardım edeceğini düşündüğünüz ruhlardan yardım isteyin. Bunu dilerken Yaratıcı’ya içinizden geldiği gibi dileğinizin olması için dua edin. Bu sırada beyaz ışıklı nurlu varlıkların gelip nesnenize ışık yüklediğini görebilirsiniz veya farklı vizyonlar alabilirsiniz, onlara odaklanmayın. Sadece sonuca ve çalışmaya odaklanın. Yavaşça dileğinizin de beyaz enerjiye dönüştüğünü ve kristallerinde desteğiyle odanın tepesinden yukarı doğru evrene karıştığını imgeleyin.
Enerjinin tam olarak evrenle bir olduğunu imgelediğinizde önce Yaratıcı’ya teşekkür edip şüranlarınızı belirtin ve sonra yardım için çağırdığınız ulvi varlıklara teşekkür edin. Ardından ışıklı odadan çıkıp, gerisin geriye meditasyon yaptığınız odaya geri döndüğünüzü imgeleyin.
Şimdi yavaşça meditasyonu bitirin ve yüzünüzü yıkayın. Bunu dileğiniz olana kadar birkaç gece hatta isterseniz birkaç hafta devam ettirin. Dileğiniz olduğunda da bir adak adayın, mesela fakir bir aileye yardım, çocuklara çikolata alma, doğaya bir fidan ekme gibi veya içinize doğan başka bir şey de olabilir.

RENKLER İLE TERAPİ

RENKLER İLE TERAPİ

Renklerle tedaviye "kromoterapi" adı verimektedir.

Çok eski çağlardan beri doğu kültüründen yaygın olarak kullanılan kromoterapi günümüzde batı dünyasında da etkili olara kullanılmaya başlanmıştır. 

Renkler ruh halimizi etkiler – mavi sakinleştiricidir – kırmızı bizi gerginleştirebilir. Yaşamlarımızda her gün farkında olmadan renkleri kullanıyoruz ve deneyimliyoruz.

Her rengin vücutta Chakra larda karşılığı bulunmaktadır.Chaklarvücudun enerji merkezleridir ve modern tıbta yerleri endokrin sistemi bezlerine denk düşmektedir.

Chakralardaki enerji dengesizlikleri sağlık sorunlarına yol açmaktadır.Bu dengesizlikleri düzeltmek için ilgili chakranın renklerinden faydalanılmaktadır.

Tedavide uygun rengi ışık halinde vücuda vermek uygun renkli bir taş taşımak yada uygun renkle meditasyon yapmak gibi çeşitli yöntemler kullanılır. Ayrıca kıyafetlerinizi ve bulunduğunuz ortamı sağlık sorununuzla ilgili renkle ilgili düzenleyerek ilginç sonuçlarda alabilirsiniz


Renk basitçe farklı dalga boyları ve frekanslarındaki ışıktır ve ışık fotonlardan yapılan bir enerji formudur. Hepimiz rengin sadece küçük bir parçası olduğu enerjinin elektromanyetik dalgaları ile kuşatılıyoruz.

Görünür spektrum gökkuşağından oluşur. Retinalarımızda koni şeklinde üç tip renk alıcısı vardır. Bu renklerin sadece üçünü fark edebiliriz – kırmızı – mavi ve yeşil. Bu renkler temel renkler olarak adlandırılır. Gördüğümüz tüm diğer renkler, bu üç rengin karışımından yaratılır.

Gördüğümüz ışığın dalgaboyu ve frekansı, gördüğümüz rengi etkiler. Spektrumun yedi rengi farklı dalga boylarına ve frekanslara sahiptir. Kırmızı, spektrumun en altındadır ve yüksek dalga boyuna, ama düşük frekansa sahiptir, Mor spektrumun en üstündedir ve düşük dalga boyuna, yüksek frekansa sahiptir.

Işıktaki renkler

Prizma

Güneş ışığının yoluna bir prizma yerleştirildiğinde, bu 7 renk görünür olur. Işık prizmadan geçerken, kırılma ile spektrumun görünür yedi rengine ayrılır. Kırılmaya, ışık ortam değiştirdiği zaman, ışığın dalga boyunun hızındaki değişim neden olur.


Evrende, pozitif ve negatif yükler (enerji dalgaları) sürekli titreşir ve inanılmaz yüksek hızda yolculuk yapan elektromanyetik dalgalar üretir. (Saniyede 186,000 mil). Bu dalgaların her biri farklı bir dalga boyuna ve titreşim hızına sahiptir. Birlikte elektromanyetik spektrumu oluştururlar.


KIRMIZI renk saniyede yaklaşık 430 trilyon titreşime sahiptir, Mor renk daha yüksek frekansa sahiptir, böylece her mor dalga belli bir noktada, KIRMIZI renkten daha hızlı geçecektir.

Tüm ışık aynı hızda yolculuk yapar, ancak her renk farklı dalga boyuna ve frekansa sahiptir.

Dalgaların Frekansı

Işığın farklı renklerinin, bir prizmadan geçerken ayrılmasına ve görünür olmasına neden olan bu farklı dalga boyları ve frekanslardır. Bu, radyo dalgalarının farklı frekanslara ve dalga boylarına sahip olması gibidir, bazı istasyonlar sadece özel bir frekansta veya dalga boyunda dinlenebilir. Örneğin mavi renk sadece özel bir frekans ve dalga boyu aralığında görünebilir.

Rengin frekansı ne kadar yüksek olursa, enerji dalgaları daha yakın olur.

Yüksek frekanslı renkler – mor – indigo – mavi

Düşük frekanslı renkler sarı – turuncu- kırmızı

Renk Terapisi

Kromoterapi hastalıkları renk ile tedavi etme yöntemidir. Sağlığı korumak için doğru diyet, yeterli dinlenme ve gevşeme, egzersiz gibi diğer doğal yöntemler ile birlikte destekleyici terapi olarak kullanılır. Kromoterapi uygulayıcılarına göre, herhangi bir hastalığın nedeni, sistemdeki özel bir rengin eksikliğine dek izlenebilir.

Renk terapisi bedene renk uygulayarak dengesizliği düzeltme tekniğidir. Kadim zamanlarda bile popüler bir tedavi yöntemi idi. 2500 yıl kadar önce, Pisagor renk ışığını tedavi edici olarak kullandı ve kadim Mısır, Çin ve Hindistan’da şifa için ‘renk salonları’ kullanıldı.

Modern renk terapisinin öncüsü Danimarkalı Niels Finsen’dir. 1877’de, solar ultra – viyole enerjinin bactericidal eyleminin keşfini takiben, Finsen görünür ışığın yaraların iyileşmesine yardımının olasılığını araştırdı. Daha sonra çiçek hastalığının izlerinin oluşumunu önlemek için kırmızı ışık kullandı ve 1896’da verem hastalığının ışık ile tedavisi için Işık Enstitüsünü (şimdi Kopenhag Finsen Enstitüsüdür) kurdu.

1932’de, iki Kaliforniyalı psikolog, Gerrard ve Hessay, mavi ışığın insanlar üzerinde sakinleştirici etkisi olduğunu ve kırmızının canlandırıcı gücü olduğunu bilimsel olarak tespit ettiler.

Mavi ve kırmızı renkler, sarının orta noktasını temsil ettiği, iki uç olarak düşünülür. Ayrıca, gökkuşağında üç adet ana renk vardır. Dünya’daki her madde renk içerir. Dünya’ya göksel kütleler tarafından yöneltilen ışınlar da beyaz ışık formunda renk içerirler. Güneş’in ışınları yedi farklı renk içerir – mor, indigo, mavi, sarı, turuncu ve kırmızı. Bunlar sağlığın devam ettirilmesi ve hastalıkların iyileştirilmesi için oldukça yararlı olan doğal renklerdir.

Kromoterapinin iyi bilinen bir otoritesi olan Dr. Babbit’e göre, “güneş ışığı doğanın laboratuarındaki başlıca tedavi edici ajandır ve ışığın giremediği yere, hastalık girer. Klorosis, kansızlık, kan kanseri, zayıflık, kas zayıflığı, kalbin ve karaciğerin dejenerasyonu, dropsical effusion, kemiklerin yumuşaması, sinir uyarılabilirliği, fiziksel biçimsizlik, büyümenin durması ve tükenme, kişinin kendisini güneş ışığının yararlı etkilerinden yoksun bırakmasının sonucudur.

Güneş ışığı, kronik hastalıkların iyileşmesinde önemli bir rol oynar. Güneş ışığının tedbirli kullanımı hemen her hastalıkta tedavi işleminin parçası olabilir. Güneşin ışınları sindirim ve beslenmeyi geliştirir, kan ve lenf dolaşımını hızlandırır ve deriden safsızlıkların eliminasyonunu artırır.

Babbitt, bedenin belli bölgelerine ışık enerjisinin spesifik renklerini yansıtarak hastalığı iyileştirmek için kullandığı Kromodisk olarak bilinen renkli – ışık projeksiyonunu tesis etti.

Ayrıca şifa için renkli “solar iksirlerin” veya güneşle – yüklü suyun kullanılmasını önerdi. Babbitt suyu, ya renkli bir şişeye veya özel renkte bir bez ile sarılmış berrak renkte bir şişeye koyarak güneş ışığıyla yıkanmış iksirler yarattı. Sonra şişeler “enerjilenmeleri” için direkt güneş ışığına kondu. Babbitt’e göre, su şişenin renginin iyileştirici renk titreşimi ile aşılandı veya yüklendi.

ABD’de New England Devlet Hastanesindeki bir araştırmada, normal kan basıncına sahip 25 üye yarım saat boyunca mavi ışık banyosunda tutulmuş. Bu, kan basıncında düşüş ile sonuçlanmış. Kırmızı ışık uygulandığında kan basıncı yükselmiş.

1920’de, Hindistanlı Dinshah Ghadiali Spektro – Krom olarak adlandırdığı bir renk şifası sistemi geliştirdi. Ghadiali’nin sistemi üç ana renk – terapisi prensibine dayanıyordu:

1) İnsan bedeni ışığa tepki verir, 2 ) Işığın farklı renkleri bedendeki spesifik fizyolojik fonksiyonlar ile ilgilidir 3) Bedeni ışığın spesifik renklerine maruz bırakmak bu bedensel fonksiyonlara yardımcı olur. İlave olarak, Ghadiali, spesifik organları iyileştirmek için farklı – renkteki ışığın yönlendirilmesi gereken bedenin spesifik bölgeleri olduğunu belirledi.

1926’da, Tıp ve cerrahide otuz yedi yıllık deneyimi olan Dr. Kate Baldwin, renk terapisinde Ghadiali’den eğitim aldı. Ghadiali’nin renk şifası yöntemleri ile çalıştıktan sonra, hastalıkları iyileştirmek için renkli ışığın yararlarına ikna oldu. Baldwin, burkulmaların, ezilmelerin ve travmaların renk terapilerine günümüzün diğer terapilerinden daha iyi yanıt verdiğini keşfetti. Hastanın ağır bir enfeksiyondan ıstırap çektiği sepsis gibi durumların bedenin uygun bölgesine yönlendirilen ışığın spesifik renklerine iyi yanıt verdiği görüldü. İlave olarak, Baldwin kalp problemlerinin, astımın, saman nezlesinin, zatürrenin, corneal ülserlerin, glokomun (kara su) ve hatta kataraktların Ghadiali’nin Spektro –Krom renk terapi yöntemi ile düzeldiğini bildirdi.

Renk terapisi

Renk Terapisi, ışık spektrumunun yedi rengini kullanarak, kişinin bedeninin enerji merkezlerini/çakralarını dengelemeyi ve güçlendirmeyi amaçlar, bu da kişinin kendi şifa sürecini canlandırmaya yardımcı olabilir.

Renk Terapisi bedenin Çakralarını dengelemek için renkleri kullanır

Spektrum renklerinin her biri basitçe farklı dalga boylarındaki ışıktır, bu nedenle her bir renk kendi özel enerjisine sahiptir.

Bu spektrum renklerinin her biri ile ilişkili olan enerji, bedenin yedi ana çakrasının her birinin enerjisi ile rezonansa girer.

Çakraları bir seri çark/tekerlek olarak imgeleyebilirsiniz, bunlar bir saatin veya makinenin çalışmasına benzer; her bir çark/tekerlek, saatin/makinenin düzgün çalışması için benzer hızda ve düzgün şekilde hareket etmelidir. Böylece, tüm bu enerjilerin dengesi ile (veya çarkların/tekerleklerin düzgün çalışması) iyi sağlığa ulaşılır.

Renk terapisi, uygun rengi uygulayarak bu ‘tekerlekleri’ yeniden – dengelemeye ve bu nedenle çakralarımızı yeniden – dengelemeye yardımcı olur. Aşağıda spektrum renklerinin her biri ve ilişkili olduğu çakranın listesi verilmiştir. Menekşe en kısa dalga boyuna sahip olan, kırmızı en uzun dalga boyuna sahip olan renktir.


Menekşe taç çakra ile, kırmızı kök çakra ile ilişkilidir. Renk gözler, deri ve kafatası tarafından absorbe edilir ve rengin enerjisi bizi tüm seviyelerde etkileyebilir, yani, fiziksel, ruhsal ve duygusal. Bedendeki her hücrenin ışık enerjisine gereksinimi vardır – renk enerjisinin tüm beden üzerinde yaygın etkileri vardır.

Renk Terapisi – Daha derin seviyede

Renk terapisinin, ölçülebilmesi daha kolay olan fiziksel seviyede yardımcı olduğu gösterilebilir, ancak renkler ile ilgili, psikolojik ve ruhsal seviyelerde daha derin konular vardır.

Şüphesiz, sağlığımız sadece fiziksel bir konu değildir. Ne mutlu ki, hem Ortodoks hem de bütünleyici, birçok uygulayıcılar şimdi hastaları holistik bir tarzda tedavi ediyor. Yani, bizler beden, zihin ve ruh’uz ve bu alanların hiç biri tamamen tek başına fonksiyon yapmaz; her biri diğerini etkiler. Renk terapisinin yardımcı olabilmesinin nedeni budur, renk varlığımızın her seviyesine hitap eder.

Bebek iken, rengi ilk kez, besleyici ve rahatlatıcı pembe içinde kuşatıldığımız anne karnında deneyimleriz. Sonra çocuk iken, ilk öğrenme sürecimizin parçası olarak renkler ile ilişkiye gireriz. Bu ilk ilişkiler bilinçliliğimize katkıda bulunur. Büyüdükçe belli renklere birçok farklı hisler, anılar ve anlamlar yükleriz, sonra bu bilinçaltımızda bir özellik olur. Bizim için mutlu, üzücü veya korkutucu çağrışımlara sahip olan renklere önyargı oluşturabiliriz.

Tüm yaşam deneyimleri üzerimizde bir damga bırakır. Bazı deneyimler pozitif, bazıları da negatif olur. Zamanla kendilerini fiziksel olarak hastalık olarak tezahür ettirebilen bu negatif deneyimlerdir. Bir örnek olarak: belki yıllar boyunca, bir nedenle gereksinimlerimizi ve duygularımızı ifade etmekte yetersiz kaldığımız bir durumda olmuşuzdur. Bu, boğaz çakramızda bir problem olarak tezahür edebilir. Boğaz çakrası ruhsal veçhede kendini ifade ile ilişkilidir. Böylece, eğer kendimizi ifade etmemiz bloke edildiyse, bu bölgedeki enerji serbestçe akmaz.

Uygun renk/renkler ile çalışmak negatif duyguları giderebilir, blokları çözebilir ve bedeni yeniden dengeleyebilir.

Herkes İçin Renk Terapisi

Renk Terapisi tamamen bütünsel bir terapidir ve gerçekte, renk sadece bir terapist ile bir veya iki saat için deneyimlediğimiz bir şey, değil günlük yaşamımızın bir parçası olmalıdır. Renkler etrafımızda her yerde. Bu olağanüstü gezegenin gökkuşağının tüm güzel renklerini içermesi nedensiz değildir.

Dünyadaki hiçbir şey tesadüfen burada değildir, doğadaki her şeyin burada olmasının bir amacı vardır. Renkler de buna dahildir. Yapmamız gereken tek şey rengin enerjisinin ve yaşamlarımızı nasıl değiştirebileceğinin farkındalığını yükseltmektir. Uzman bir terapist bunu yapmanıza yardımcı olur.

Renk iyileşme sürecimiz için katalizör olabilir.

Renk terapisi herhangi diğer terapi veya Ortodoks tıp tedavisi ile birlikte kullanılabilir.

Bedene Renk Uygulamak

Renk tedavileri, diğer terapilerde olduğu gibi, bedene değişik yollarla uygulanabilir. Kullanılan çeşitli yöntemlerin bazı örnekleri renk ile meditasyon yapmak, güneş ışığına maruz bırakılan su, renk soluma, renkli ipek yerleştirmek ve bedene renkli ışık yönlendirmek. Bedene renk yönlendirmenin en genel şekli, renkli filtreler kullanılan bir ışık kutusudur.

KIRMIZI

Görünür spektrumdaki en uzun dalga boyu kırmızı renktir, en düşük titreşimli renktir. Kırmızı Renkli Enerji Kök çakra tarafından yönetilir. Güç merkezi dünya ile yakından topraklanmıştır, cana yakın ve pozitif bir tutum sergiler. Kök Çakra topraklanmalıdır. Yorgunluk, korku ve endişeye çoğu zaman dünya realitesi ile temas kaybı neden olur. Kök Çakra – ayakları, bacakları, kuyruk sokumunu, idrar yolu organlarını ve adrenal bezlerini enerjilendirir. Psiko – ruhsal seviyede, bu çakra kendinin farkındalığı ile ilgilidir. Yani, insan varlığı olarak kendimizin farkındalığı ve dünyadaki yerimiz. Hayatta kalma bölgemizdir ve savaş veya kaç temel insan içgüdüsü ile ilişkilidir.

Kök çakra ile ilişkili bazı sorunlar: kabızlık, ishal, hemoroit, kolit, Crohn’s hastalığı, soğuk parmaklar ve ayak parmakları, sık idrara çıkma, yüksek tansiyon, böbrek taşları, iktidarsızlık, kalça, bacak ve ayak problemleri.

Kırmızı bize cesaret, kendine – güven, güvenlik, pozitif sevgi ve irade gücünün güçlü yaşam niteliklerine güç verir. Kırmızı istikrar ve güvenlik ile ilgilidir.

Duyusal sinir sistemini canlandırır. Karaciğerin fonksiyonunu iyileştirmek için yardımcı olan karaciğerin uyarıcısı olarak düşünülür. Kırmızı kan hücrelerinin üretimini artırır ve kan dolaşımını geliştirir. Kırmızı renk, toksinlerin deri vasıtası ile bedenden atılmasını canlandırabilir. Modern ışık araştırmacıları, ayrıca kırmızı ışığın sinir sistemini hızlandırma eğilimi olduğunu öne sürer, çünkü kaç veya savaş yanıtı veren sempatik sinir sistemini uyarır. Kırmızı renk, özellikle demir eksikliğinin neden olduğu kansızlığa iyi gelir. Kök çakraya veya ayaklardaki kök – çakra refleks noktalarına yönlendirilen kırmızı ışık bu çakradaki blokajları temizlemeye ve çakrayı yeniden dengelemeye yardımcı olur. Kırmızı canlandırıcı bir renk olduğu için, astım, yüksek tansiyon, kalp hastalığı veya sara olanlarda kullanılmaması tavsiye edilir. Ezoterik olarak, kırmızı yaşamın, gücün ve canlılığın sembolü olarak düşünülür. Cesarete ve kendine – güvene gereksiniminiz olduğunda, yorgun ve keyifsiz olduğunuzda, üşüttüğünüzde, zayıf kan dolaşımınız olduğunda, yenilenmiş enerjiye gereksinimiz olduğu zaman, kansızlık, durgunluk, soğuk algınlığında kırmızıyı kullanın.

Kişinin aura alanındaki kırmızı rengin fazla olması, güçlü fiziksel eğilimleri, koyu kırmızı tutku, cesaret, öfke ve nefret gibi güçlü duyguları belirtir. Auradaki güçlü berrak kırmızı renk gücü, zindeliği ve enerjiyi gösterir. Ayrıca sıcaklığın, sevginin ve sevecenliğin rengidir. Koyu ve bulutlu bir kırmızı, yüksek mizaçlı ve sinirli bir yapıyı belirtir. Açık, ince kırmızı aura sinirli, tepkisel, ve ben – merkezli kişiyi gösterir.

Kırmızı enerjilendiricidir ve duyguları tahrik eder ve iştahı açabilir. (Çoğunlukla restoranlarda kullanılır). Herhangi bir etkinlik alanında kullanılabilir, ancak ton ve derinlik seçimi ve kullanılacağı yerin seçimine dikkat edilmelidir, mekanı daha küçük gösterebilir ve klostrofobik veya bunaltıcı bir yer yapabilir. Ancak, iyi kullanılırsa, kırmızı ve onun varyasyonları mekanı sıcak ve samimi yapabilir.

İnsan kırmızıdan tüm renk spektrumunun en yüksek rengi, mor renge doğru tekamül eder.

Kırmızının negatif veçhesi saldırgan tutum ve çok güçlü cinsel tahrik ile birlikte istikrarsızlıktır.

TURUNCU

Turuncu: Turuncu kırmızı kadar sert bir renk değildir, ancak birçok aynı özelliğe sahiptir. Refah ve gururun sembolüdür, turuncu kanı canlandırmak için ve sinirleri enerjilendirmek için faydalıdır. Böbrek ve safra taşı, fıtık ve apandisit tedavisinde faydalıdır. Ayrıca, çocuk doğumundan sonra göğüslerin süt üretim işlemini canlandırmak için kullanılır. Turuncu en iyi canlandırıcıdır, depresyon, yalnızlık ve can sıkıntısı zamanlarında bize yardımcı olur. En iyi duygusal canlandırıcıdır. Sevinç turuncu enerjiden gelir. Turuncuda kırmızıdan gelen sevgi ve sarıdan gelen bilgelik vardır. Güveni güçlendirir ve bağımsızlığı sağlar. Bu Çakra – bronşlara, göğüs rahatsızlıklarına, dalaktaki rahatsızlıklara, böbreklere, mideye, safra taşlarına enerji verir. Oksijen alımını artırır, akciğerlere yardımcı olur, mideden gelen gazı giderir. Fikirler yaratmanızı sağlar ve cesaret ve kuvvet verir. Sevince ve iyi hissetmeye gereksiniminiz olduğunda * mide rahatsızlıklarınız olduğunda * sinirlilikte * deri problemlerinde * astımda * alerjilerde * çalışma enerjisinin eksikliğinde, Turuncu enerji yardımcı olabilir.

Solunum sisteminin sağlığını geliştirirken akciğer dokusunun rejenerasyonunu hızlandırdığı düşünülür. Dinshah turuncu ışığı tiroit bezini canlandırmak (hipotiroitte) için, ayrıca paratiroit bezini inhibe etmek için (aşırı aktif paratiroit bezi veya hiperparatiroit durumunda) kullandı. Turuncu ışığın ayrıca kan toplanmasını çözme özelliği olduğu düşünülüyor. Willis’e göre, turuncu aura alanındaki yaşamsal enerjinin rengidir, parlak, berrak turuncu çoğu zaman sağlık ve canlılığı gösterir. Auradaki aşırı turuncunun bol yaşam enerjisini işaret ettiği söylenir. Turuncu ikinci veya sakral çakrayı etkileyen baskın renktir. Psiko – ruhsal seviyede, bu çakra kendine saygı ile ilişkilidir. Yani, kendimize kendimiz olma özgürlüğü verme ve kendi sınırlarımıza ve gereksinimlerimize saygı duyma, başkalarının sınırlarına saygılı olma. Turuncu yaratıcılığın rengidir ve sadece kendimiz için yaratıcı zamana sahip olmamıza izin vermeliyiz. Bu çakra ile ilgili bazı problemler: Adet ile ilgili sorunlar, rahim fibroidleri, yumurtalık kistleri, endometriosis, prostat rahatsızlıkları.

Ancak turuncunun dalak çakrasını da (küçük, ama önemli bir çakra) etkilediği söylenir. Çakraların durugörü ile yapılan incelemelerine göre, dalak çakrası eterik enerjinin (prana) bedene absorbe edilmesi için ana giriş noktalarından biridir. Bazı durugörürler, dalak çakrasının ful – spektrum pranayı absorbladığını ve sonra bir prizmanın beyaz ışığı kırması gibi, çeşitli renk bileşeni frekanslarına kırdığını ve sonra bu renkli eterik enerji akımlarını bedenin diğer çakralarına dağıttığını bildirdiler. Renk terapisti Willis turuncu ışığın (renk – refleksolojisi açısından) böbrek taşlarını ve safra taşlarını tedavi etmek için faydalı olduğuna ve ayrıca kronik bronşit durumunda yararlı olabileceğine inanıyor. Bu perspektif Dinshah’ın turuncunun solunum sistemini canlandırdığı iddiasını tamamlıyor. Willis ayrıca, turuncunun kas spazmlarını tedavi etmek için faydalı olabileceğine inanıyor. Turuncunun sakral çakrayı etkilediği söylendiği için, yumurtalık kistlerini, rahim fibroidlerini ve prostat hastalıklarını (sakral çakra ile ilgili organlar) tedavide yardımcı olabilir.

Turuncu renk, ilgi alanlarınızın ve aktivitelerinizin genişlemesine yardımcı olur. Akciğerleri ve tiroit bezlerini canlandırarak oksijen artışı ile hayat ve şifa verir. Paratiroit bezlerini baskılar. Hazımsızlık durumunda ters yönde eylemi canlandırır. Sindirim sistemindeki gazı giderir; bedenin tüm bölümlerindeki krampları hafifletir. Hıçkırık için etkilidir. Her tür boşaltımı ve eliminasyonu artırır. Adet ile ilgili krampları azaltır. Akciğerin inşa edicisidir ve solunumu canlandırır. Tüm akciğer rahatsızlıklarını iyileştirir.

Turuncu birçok şekilde bizim için iyi bir renktir. Bizi canlandırır ve enerjilendirir ve ısıtır. Yaratıcılık için mükemmel bir renktir.

Turuncu eğlencenin ve sosyalliğin rengidir ve herhangi aktivite alanlarında ve yaratıcı alanlarda kullanılabilir. Yatak odaları için ideal değildir.

SARI

Sarı: Sevinç ve mutluluk ile ilgili, sarı laksatif ve diüretiktir. Beyin, karaciğer ve dalağın uyarıcısıdır. Ayrıca, diyabetin, hazımsızlığın, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarının, kabızlığın, göz ve boğaz enfeksiyonlarının, frenginin ve iktidarsızlığın tedavisinde etkilidir. Sarı Enerji, Solar Pleksus Çakrası tarafından yönetilir. Bundan sıkça sinir sisteminin beyni olarak bahsedilir ve bedenimizdeki tüm canlandırma noktalarının en kritik noktasıdır. Solar Pleksus Çakrası – dengeli olduğu zaman, ülserlerden, safra taşından, kalın bağırsaklarda mukozadan veya diyabetlerden sıkıntı çekmeyiz. Psiko – ruhsal seviyede, sarı kendine değer vermek ile ilgilidir. Kendimiz ile ilgili nasıl düşündüğümüz ve başkalarının bizi nasıl algıladığını hissetmek. Burası, kişiliğin, egonun ve zekanın ve kendine güvenin bölgesidir.

Bu çakra ile ilgili bazı problemler: Diyabet, pankreatitis, karaciğer hastalıkları, peptik ülser, safra taşları.

Sarı enerji – sindirim, kabızlık, bağırsaklarda gaz, karaciğer problemleri, diyabetler ve deri problemlerinde güç verir. Sarıyı kullanmak – düşüncelerin berraklığını sağlar. Güzel fikirler ve farkındalık verir. Sinir sistemi üzerinde güçlü bir etkisi vardır ve sol beynin işlemesine yardımcı olur. Sarı enerji çocuklar için iyidir, onların algılama ve anlama yeteneğini güçlendirir. Sinirli ve yorgun hissettiğinizde, * üzgün olduğunuzda, * bedeninizde parazitler olduğunda * deri problemlerinde * kilo problemlerinde * ülserlerden sıkıntı çekildiğinde * zayıf sindirimde, Sarı yardımcı olabilir.

Dinshah sarı rengin motor sinir sistemini (nöromuskuler sistem) canlandırdığına inanırdı. Sarının hem duyusal hem de motor sinir sistemindeki hasarlı sinirleri rejenere etmeye yardımcı olduğu söylenir. Bir diğer önerilen kullanım, lenfatik sistem için ve bağırsak sistemi için canlandırıcı olmasıdır. Durugörürlere göre, aurik alandaki sarı zihnin ve akılın sembolüdür. Willis, Dinshah’ın, sarı ışığın sinirleri güçlendirmek ve yüksek entelektüel fonksiyonu canlandırmak için kullanmasını onaylıyor. Sarının motor sinirleri aktive ettiği ve böylece bedenin kaslarında enerji ürettiği söylenir. Bu özellik nedeni ile, sarı rengin felcin herhangi bir şeklinin tedavisinde faydalı olduğu kabul ediliyor. Felç veya sinir sisteminin fonksiyon bozukluğu durumlarında, ayaklardaki omurgaya ait refleks noktalarını canlandırmak için renk refleksolojistleri tarafından menekşe renkten sonra sarı ışık kullanılır. Dinshah, sarı ışığın derinin temizleyicisi olarak ve yaralardan egzemaya kadar değişen deri rahatsızlıkları için şifa terapisi olarak faydalı olduğunda inanırdı. Sarı ışık terapisi artriti tedavi etmek için kullanıldığında, eklemlerde oluşan kalsiyum çökeltisinin parçalanmasına yardım etmenin bir şekli olarak görülmüştür. Pankreas enerjisel olarak solar pleksusa bağlı olduğu için, renk refleksolojistleri bazı diyabet hastalarında kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olması için ayaklardaki solar pleksus çakrası refleks noktalarını canlandırmak için sarı ışık kullanırlar. Benzer şekilde, mide sorunlarının neden olduğu hazımsızlık ya bedene ya da mideye veya ayaklardaki solar pleksus refleks noktalarına yönlendirilen sarı ve menekşe ışığa yanıt verebilir.

Sarı renk sonsuz enerjiyi canlandırır ve aktive eder ve bedende motive edici eylemleri tesis eder. Dalak ve paratiroit bezini baskılar. Daha iyi besin emilimi için daha iyi özümsemeye yardımcı olur. Lenf bezlerini canlandırır. Felç ve yavaş çalışan organlar durumunda eylemi motive edici şekilde davranır. Sinir canlandırıcı ve inşa edicidir. Daha iyi dolaşım için kalbi canlandırır ve güçlendirir. Karaciğeri ve safra kesesini canlandırır, daha iyi eliminasyona yardımcı olur. Bedendeki kurtları tahrip eder ve bedenden dışarı atar. Şeker dengesinin daha iyi kontrolü için pankreası canlandırır ve inşa eder. Artrite, nevrite benzer durumlara neden olan kireç çökelmesini gevşetir, kalsiyumun eliminasyonuna yardımcı olur. Zekanın rengidir ve çalışırken ve konsantrasyon gereken yerlerde çok yararlı olabilir.

YEŞİL

Yeşil: Mavi ve sarı renkten yapılan yeşil uyumun rengi olarak görülür. Ilımlı bir yatıştırıcıdır. Sinir durumlarının, yüksek ateşin, ülserlerin, gribin, sıtmanın, soğuk algınlığının, cinsel rahatsızlıkların ve kanserin tedavisinde faydalıdır. Gözün görüşünü korur ve güçlendirir. İltihaplı durumların tedavisinde büyük yardımcıdır. Yeşil Enerji Kalp Çakrası tarafından yönetilir. Bu çakra sevgi/kendini sevme ile ilgilidir. Sevgiyi koşulsuz olarak verme ve alma yeteneği. Dengeli olduğunda, bu sevgiyi verebiliriz ve ayrıca kendimizi olduğumuz gibi sevebilir ve besleyebiliriz. Kalp çakrası ile ilgili bazı problemler: kalp rahatsızlıkları, Bağışıklık sistemi hastalıkları, örneğin AIDS, kronik yorgunluk sendromu; bağışıklık sistemi ile ilgili diğer problemler, alerjiler, meme kanseri.

Yeşil görünür spektrumun ortasında, dengeleyici bir renktir. Yeşilin üzerindeki üç renk, “serin” renkler olarak bilinir ve sakinleştirici etkileri vardır, yeşilin altındaki üç renk “sıcak” renkler olarak bilinir ve canlandırıcı etkileri vardır. Yeşil bu ikisi arasındaki dengedir.

Yeşil uyumlayıcı, dengeleyici enerjidir. Kalp ve kan üzerinde güçlü etkileri vardır. Yeşilin, kendiniz ile ilgili hissettiğiniz yol ile çok fazla ilgisi vardır. Bolluk ve verme ile ilişkilidir. Yeşilin doğa ile güçlü bağı dengeli, huzurlu, uyumlu olmak için çok önemlidir. Kalp Çakrası – kalbin, akciğerlerin, bronşların, kolların, ellerin ve ikincil sistemin dengelenmesini sağlar. Bu enerji – yenilenme, yeni hayat, tazelik ve berraklık hissi verir. Kalp ruhun merkezidir ve bizi diğer insanlar ile bir yapan kalptir. Daha önemlisi, sevgi enerjisini barındırır. Sevilen kişiler ile, aile ve arkadaşlar ile birlikte olmak kalp enerjisini güçlendirir. Yeşil kullanmak – Kalplerimizde sevgiyi kabul etmeli ve izin vermeliyiz ve geriye herhangi bir karşılık beklemeden sevgiyi vermeyi öğrenmeliyiz. Kalp merkezimiz dengelendiğinde, koşulsuz olarak pozitif hisler ve mutluluk verebiliriz. * Sinirlerinizi yatıştırmaya gereksiniminiz olduğunda, * Gerilimli başağrınız olduğunda, * huzur ve uyuma gereksiniminiz olduğunda, * kronik problemleriniz olduğunda, * yatışmaya gereksiniminiz olduğunda, Yeşil Enerji yardımcı olabilir.

Dinshah, yeşili beyin fonksiyonunun ve genelde fiziksel bedenin “dengeleyicisi” olarak düşünürdü. Yeşil ışığın ayrıca, zarar görmüş kasların ve beden dokularının yeniden inşasını canlandırdığı düşünülür. İlave olarak, yeşilin hipofiz fonksiyon bozukluğunun neden olduğu endokrin rahatsızlıklarının iyileştirilmesinde hipofiz bezini canlandırdığı ve yeniden dengelediği söylenir. Dinshah yeşil ışığı enfeksiyonları tedavi etmek için faydalı olabilen bir dezenfektan, antiseptik ve mikrop öldürücü olarak sınıflandırdı. Yeşil ayrıca, kalp çakrası ile ilgili baskın renktir, bu, yeşil rengi kalp hastalıklarının bazı formlarını tedavi etmede yararlı bir renk yapar. Ancak, eğer kalp rahatsızlığının duygusal kaynaklı olduğu hissedilirse, renk refleksolojisti Willis yeşil yerine pembe ve menekşeyi kullanmayı savunur. Willis klinik gözlemlerinde yeşil ışığın enfeksiyonları tedaviye yardımcı olduğunda Dinshah ile uyuşur. Ayrıca yeşil ışığın eterik bedeni temizlediğini iddia eder. Yeşil renk, toksin atımı ve atık ihracının en büyük organları olan kolon, karaciğer veya böbreklerdeki problemlerin neden olduğu toksinliğin tedavisinde macenta ile birlikte faydalı olabilir. Toksin giderimine gereksinim olan hastalarda, Willis hem boğaz çakrası refleks noktalarının hem de anahtar organ refleks noktalarının (karaciğer, kolon veya böbrekler için refleks noktaları) macenta ve yeşil ile tedavi edilmesini önerir. Genelde, yeşilin bedeni, zihni ve ruhu dengeleyen renk olduğu söylenir ve durugörürlerin şifacıların ellerinden yayıldığını sıkça gözledikleri bir renktir. Aura alanındaki yeşil spiritüel büyüme ve gelişme ile ilişkilendirilebilir.

Yeşil, tüm enfeksiyonları tahrip eder ve iyileştirir. Yeşil mevcut olduğunda, hastanelerde daha az enfeksiyon olur. Çürümeyi yok eden ve hücreleri ve dokuları inşa eden renktir. Bu, proteinin maddesi ve kasların yapıcısı azottur. Hayvansal proteinler oldukça toksik ve tahrip edicidir. Bedenin gereksinim duyduğu birçok element havadan akciğerler vasıtası ile absorbe edilir. Oksijen ve hidrojenin havadan alındığı bilinir, ancak çok az kişi azotun da havadan alındığının ve protein oluşturucu olarak kullanıldığının farkındadır. Taze hava solumak ve taze sebzeler yemek, hayvansal formda gıda gereksinimini tamamen elimine eder. Sigara içmek, akciğerlerin havadaki azotu kullanmasını önler. Çok sigara içenler toksik hayvansal proteinleri yemeyi çok isterler. Bitkiler de azotlarının çoğunu havadan elde ederler. Yeşil ister kronik, ister akut olsun tüm hastalıklar için temel renktir. Birçok durum sadece yeşil renk ile temizlenebilir.

Yeşil, bedenin veya başın herhangi bir yerindeki kan pıhtısını çözer. Bunu gerçekleştirmesi bir saatten az sürer! Bu amaçla kullanılan kimyasalların birçok yan etkisi vardır. Kanser için kullanılan ana renk yeşildir. Kanser bedendeki atıklardan ve çürüme durumlarından beslenir. Bu atıklar bedenden uzaklaştırıldığı zaman, kanser sağlıklı dokulardan beslenemez, parçalanır ve bedenden atılır – kesinlikle zararsız şekilde. Temiz, sağlıklı bir beden kanserin herhangi bir formunu asla üretmez.

Açık yaralarda, kesiklerde, çürüklerde yeşilin kullanımı gerçekten olağanüstüdür. Kas ve dokuyu inşa etmek için yanıklarda ve yaraları olmayan yeni bir deri tesis etmek için yeşili turkuaz ile birlikte kullanın.

TURKUAZ

Bu renk yeşil ve mavinin birleşmesi ile oluşur. Yeşil büyük inşa edici ve temizleyici iken, “serinletici” mavinin ağrıyı azaltma ve ateşi düşürme yeteneği olduğu söylenir. Bundan dolayı, turkuaz her iki rengin niteliklerini taşır. Turkuaz, Willis tarafından akut hastalıklar için şifa yardımcısı ve beyin depresanı olarak sınıflandırılır. Ciddi yanık durumlarında hasarlı deriyi iyileştirmekte faydalı olabilir. Turkuaz normalde yedi büyük çakra ile ilişkili olmayan bir renktir. Ancak, Willis turkuazın kalp çakrasının hemen üzerinde, timüs çakrası olarak bilinen küçük çakra ile ilişkili olduğunu hissediyor. Willis, insan psikospiritüel gelişimin tekamülsel eğrisi boyunca ilerlerken, bu küçük çakranın büyüdüğünü ve daha önemli olduğunu öne sürüyor. Turkuaz, timüs çakrasını canlandırabileceği için, bedenin önemli bağışıklık merkezi olan timüs bezini de etkiler. Willis turkuazın, kronik yorgunluk sendromundan AIDS’e kadar değişen kronik bağışıklık fonksiyon bozukluğu durumlarında timüsü ve bağışıklık fonksiyonunu desteklemekte faydalı olabileceğini bildiriyor. O, ayrıca iltihap problemlerini tedavi için turkuazı kullanır. Enfeksiyonları tedavi etmek ile ilgili olarak, kırmızı ile birlikte turkuaz ışık, akut ve tekrarlanan boğaz ağrılarını, kulak enfeksiyonlarını, nefriti (sıklıkla enfeksiyonların neden olduğu böbreklerin iltihaplanması), mesane enfeksiyonlarını tedavide faydalı olabilir.

Turkuaz tüm ani ağrılar ve acılar için akut alternatiftir. Turkuaz rengi tüm hastalıklar için yeşil renkten sonra kullanın. Yanıklar, berelenmeler, yaralar ve enfeksiyonlar ile hasar gördüğünüzde, derinin tesis edilmesi için turkuaz kullanın. Yanıktan gelen ağrı genellikle bir saat içinde gider. Üçüncü derece yanıklar yara izi kalmadan üç haftadan az sürede tamamen iyileşir. Tüm ateşli hastalıklar hızla yanıt verir, genellikle bir saatte. Turkuaz çok serinletici ve gevşeticidir – özellikle ağrılar ve basınçlar için, tahrişler, iltihaplar ve kaşınmaya iyi gelir. Zihinsel veya beyin sakinleştiricidir – özellikle uyku için iyidir. Uyku hapları yerine kullanın.

MAVİ

Serin, yatıştırıcı ve sakinleştiricidir, mavi ağrıyı azaltır, kanamayı azaltır ve yanıkları iyileştirir. Dizanteri, kolik, astım, solunum rahatsızlıkları, yüksek kan basıncının tedavisinde faydalıdır. Mavi Enerji, boğaz çakrası tarafından yönetilir. Mavi yaşamımızın spiritüel veçhelerini temsil eder. Gökyüzü ve okyanus bize yaşamın sonsuz bir süreç olduğu hissini verir. Mavi dünyadaki en büyük şifa verici güçtür. Mavi, saflığın rengidir ve mavi rengi sevenler sükunet, huzur, dinginlik ve güzellik hissini kendileri ile taşırlar. Boğaz Çakrası – mavi tarafından enerjilendirilir. Boğaz vasıtası ile kendimizi ifade ederiz, ses ile bağlantı kurarız, sözlerimiz ile güç taşırız.

Boğaz çakrası ile ilgili bazı problemler: Tiroit problemleri – aşırı aktif/az aktif; Anorexia nervosa, bu çoklu – çakra problemidir, ancak boğaz çakrası ile güçlü bir ilişkisi vardır; astım; bronşit; işitme sorunları; tinnitus; üst sindirim borusu problemleri; ağız ülserleri, boğaz ağrıları, bademcik iltihabı.

Bu enerji – huzurlu ve sakinleştiricidir. Yorgun sinirleri sakinleştirir, fiziksel stresten çektiğimiz ıstırap ve ağrıyı hafifletir. Sinir sistemimiz üzerinde sakinleştirici etkisi vardır ve bize büyük gevşeme sağlar. Maviyi kullanmak – mavi bizi spiritüel ve yüksek zemine bağlar. Mavi enerjinin doğası varlıklarımızı kozmik evren ile birleştirmektir. * Zihninizi ve sinirlerinizi sakinleştirmeye gereksiniminiz olduğunda, * boğaz problemleriniz olduğunda, * uyuyamadığınız zaman, * Adetle ilgili sorunlarınız olduğunda, * göz, kulak, burun, boğaz problemlerinde, * şok geçirdiğinizde, * ateşiniz olduğunda Mavi Enerji yardımcı olabilir.

Mavi, yanıkları tedavi etmek, kaşınmayı gidermek ve deri aşınmalarının neden olduğu acı verici tahrişi azaltmak için sıkça kullanılan bir renktir. Serinletici renk olarak düşünüldüğü için, mavinin ateşi düşürdüğü ve iltihabı azalttığı söylenir. Epifiz bezi için canlandırıcı olduğu düşünülür. Son zamanlarda yapılan fotobiyoloji araştırmaları mavi ışığın sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkisi olduğunu onaylıyor. Birçok durugörür, aura alanındaki aşırı mavinin muhtemelen sanatsal eğilimleri, uyumlu bir doğayı ve spiritüel anlayışı gösterdiğini görür. Mavinin sakinleştirici etkisi vardır ve çoğu zaman tansiyonu, korkuyu, çarpıntıyı ve hızlı kalp atışını tedavi etmek ve uykusuzluğu gidermek için kullanılır. Serinletici, anti – iltihap özellikleri nedeni ile mavi ayrıca iltihaplanma sorunlarını tedavi etmek için kullanılır. Gastrik ve duodenal ülserler durumunda, turuncu renk ile birlikte mavi ülseri iyileştirmeye yardımcı olmak için ayaklardaki uygun mide veya ince bağırsak refleks noktalarına yönlendirilir. Mavi ışığın yararlı olabileceği diğer iltihabi rahatsızlıklar cystic mastitis (göğüslerin ağrılı iltihaplanması), ishal ve prostat büyümesinin bazı durumları. Mavinin boğaz çakrasının ana rengi olduğu düşünüldüğü için, boğaz bölgesindeki larenjit, boğaz ağrıları ve guatr ve aşırı aktif tiroit bezleri gibi bazı tiroit rahatsızlıkları gibi rahatsızlıkların tedavisinde faydalı olduğu düşünülür. Mavi renk sarılığı iyileştirmekte de kullanılır.

INDIGO

Indigo: Mor veya indigo, kanı kaynatan kırmızı ve serinletici antiseptik maviyi birleştirir. Tahriş edici olmadan, mükemmel bir canlandırıcıdır. Kabızlığın, hydrocle’in, leukorrhea’nın (beyaz akıntılar ileri aşamalarının, birçok mide ve karın rahatsızlıklarının, kataraktın, migrenin ve deri rahatsızlıklarının tedavisinde faydalıdır. Gözlerde, kulaklarda ve sinir sisteminde sakinleştirici bir etki yaratır. İndigo Enerjisi Alın Çakrası veya “Üçüncü Göz” tarafından yönetilir.

Alın çakrası ile ilişkili olan bazı problemler; başağrısı, migren, görme bozuklukları, miyopluk, uzağı – görürlük, glaukoma, katarakt, boğaz veya burunda balgam toplanması, sinüs problemleri, bazı kulak problemleri.

İndigo enerjisi, sezgisel deneyimlerimizin geldiği yerdir. İndigoda, yaşam sürecinin anlayışı, insanlığa hizmet etme gereksinimi yatar ve güzellik, sevgi ve adalet arayanlara enerji verir. Alın Çakrası – içsel benliğinize çekilmenizi sağlar. Huzur, sessizlik ve özgürlük elde etmek için geriye çekilmenize izin verir. Ayrıca, sezginin, durugörünün, duyulardışı algılamanın kaynağıdır. Bu enerji – sinir sistemi, zihinsel yetenekler ve tüm insanlardaki psişik potansiyele bağlı olan hipofiz bezine güç verir. Gözler ve kulaklar gibi duyu organları da indigo renkten etkilenir. Indigo kullanmak – Korku, hayal kırıklığı ve içsel enerjinin sapması üzerinde psikolojik dengeleyici etkisi vardır. * İçsel dengeyi bulmaya gereksiniminiz olduğunda, * sinirleri ve lenfatik sistemleri sakinleştirdiğinizde, * işitme sorunlarınız olduğunda, * uyku problemleriniz olduğunda, İndigo Enerjisi yardımcı olabilir.

Dinshah tarafından bu rengin paratiroit bezlerini canlandırdığı düşünülür, özellikle bedende kalsiyum – ayarlayıcı olan paratiroit hormonunun yetersiz üretimi olduğu durumlarda. Bunun tersine, indigonun tiroit fonksiyonunu engellediği söylenir, özellikle aşırı aktif tiroit bezleri durumunda. Ayrıca, beyaz kan hücreleri sayısını artırmaya yardımcı olmakla birlikte, bazı yatıştırıcı niteliklere sahiptir. İlave olarak, indigo kapalı kafa yaralanmaları ile ilgili sorunları tedavi etmek için kullanılır. Aurik alan bakış açısından, bazı durugörürler indigonun saygınlık ve koşulsuz sevgi hissi ile taşınan derin adanma ile ilişkili olduğunu düşünür. Altıncı veya üçüncü – göz çakrası ile ilişkili olduğu için, ayrıca sezgi ve aşkın vizyon ile ilişkilidir. Enerjisel olarak altıncı çakraya bağlı olan kulaklar ve gözler indigo ışığı ile canlandığı için, katarakt ve işitme kaybı gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılır. İndigo, ayrıca fiziksel bedende anesteziye neden olma yeteneğine sahip olduğu için, çeşitli tipte ağrılar için ağrı kesici olarak kullanılabilir. Willis, indigonun kanı – temizleyici özellikleri olduğuna inanır. Hepatit veya ince bağırsakların iltihabı durumlarını tedavi etmek için de faydalıdır.

Çok güçlü bir sakinleştiricidir. Kanamayı ve burun kanamasını durdurur. Doku ve organlardaki iç kanamayı durdurur. Doku ve damarları büzer – sıkılaştırır, sağlamlaştırır, teni, deriyi ve sinirleri istenen forma sokar. Antibiyotiktir. Beden, indigo rengin antiseptik eylemine alerjik veya uyumsuz olmaz. Narkotik etkisi vardır – güçlü, derin bir uyku sağlar. Uyanınca, ilaç – benzeri etkiler olmaz, bunun yerine insan canlı, uyanık, tazelenmiş hisseder.

MOR

Mor: Mor sinirsel ve duygusal rahatsızlıkların, artritin, tükenme ve uykusuzluğun akut durumlarının tedavisinde yararlıdır. Mor Enerji Taç Çakra tarafından yönetilir. Bu, tüm enerji ışınlarının en bulunmayanıdır. Koşulsuz aydınlanmanın aşırı derecede dengeli ve rafine yeri burada bulunur. Titreşim hızının en yüksek frekansıdır ve çoğu insan tarafından kullanılmaz. Taç Çakrası – ilahi, yaşayan veya ölü, insan ve insan – olmayan kaynaklı spiritüel yardımcılar olan her şey ile bağlantı elde etme yeteneğine sahiptir. Beyindeki epifiz bezini kontrol eder. Bu enerji – en yoğun elektrokimyasal güce sahiptir. Bu enerji ile fiziksel planın ötesine erişen armağanlara ve olanaklara sahip oluruz. Mor kullanmak – Spiritüel gücü ve yaratıcılığı güçlendirir ve ruhun rengi olarak bilinir. * Duygusal sorunlarınız olduğunda, * mevcut bir durumu açıklığa kavuşturmak istediğinizde, * spiritüel değerlerinizi güçlendirmekte, * yaratıcılığınızı güçlendirmek için, Mor Enerji yardımcı olabilir.

Taç çakra ile ilişkili olan bazı problemler, Depresyon, Parkinson hastalığı, Şizofreni, Sara, bunaklık, Alzheimer’s, birçok zihinsel rahatsızlıklar, kafa karışıklığı, baş dönmesi.

Dinshah’a göre, mor gevşemeye neden olur ve uykuyu sağlar. Ayrıca mor rengin adrenal bezlerindeki ve böbreklerdeki etkinliği baskıladığı söylenir. Dinshah’a göre, mor ışık beden sıcaklığını düşürebilir, kan basıncını azaltabilir ve kalp atışını yavaşlatabilir (hızlı kalp atışı durumunda).

Mor kalp atışını yavaşlatır, kalpteki ağrıyı ve basıncı giderir. Arterlerdeki eylemi baskılar. Damarlardaki hareketi canlandırır. Kan basıncını düşürür; başağrılarını giderir. Aşırı aktif böbrekleri ve adrenal bezlerini baskılar. Hipnotiktir – gevşemiş derin uyku üretir. Çocukları sakinleştirmek ve uyutmak için mükemmeldir. Cinsel arzuyu azaltır. Aşırı duygusal durumları baskılar. Derin meditasyon için mükemmel bir renktir.

MENEKŞE

Dinshah, menekşe ışığın, bedenin bağışıklık sistemi ile ilgili organlarından biri olan dalağın canlandırıcısı olduğuna inanır. Ayrıca kalp kaslarının aktivitesini baskılamak dahil, kas aktivitesini azalttığı düşünülür. Ayrıca Dinshah, menekşenin lenf bezlerinin aktivitesini engellediğini ve pankreasın fonksiyonunu baskıladığını hissetti. İndigo gibi, menekşenin beyaz kan hücrelerinin üretimini artırdığı ve sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı etkisi olduğu söylenir. Aurik alan perspektifinden, durugörürler menekşeyi kendine saygı kadar, spiritüellik ile de ilişkili bir renk olarak tanımlar. Auradaki koyu menekşe renk çoğu zaman yüksek seviyede ruhsal bir kazanımı ve “yüksek sevgiyi” belirtir. Menekşe, ayrıca yüksek benliğin içgörüsü ve bilgeliği ile birleştirilen bir renktir. Willis menekşenin, manik – depresif hastalıklar dahil psikolojik problemleri tedavide basın bir renk olduğunu gördü. Ayrıca, menekşe ışığın sinir sistemi rahatsızlıklarını ve siyatiği tedavi etmede yardımcı olabileceğine işaret etti.

Motor depressandır – dalak ve paratiroit dışında, bedenin tüm aşırı – aktif bölümlerini baskılar. Spiritüel bir renktir. Sinirleri gevşetir, sakinleştirir. Antibiyotiktir, zararlı organizmaları tahrip eden organizmaları inşa eder. Dalaktaki akyuvarları inşa eder. Dalak D vitamini üretir. Kan dalaktan kalbe akarken, herhangi zararlı zehirleri veya kötü hücreleri uzaklaştırmak için son bir temizlik gerçekleşir. Heyecanı ve aşırı tahrişleri azaltır. İştahı baskılar. Kalbi kontrol eden kasları ve sinirleri gevşetir ve yatıştırır. Indigo renge benzer harika derin uyku verir.

MACENTA

Kırmızı ve menekşe ışığın bir harmanı olan macentanın duygusal sıkıntılar sırasında yardımcı olabilen bir “duygusal dengeleyici” olduğu düşünülür. Willis’e göre, açık macenta başın üzerindeki, bazen sekizinci veya transpersonel çakra olarak refere edilen çakranın rengidir. Aurik alan perspektifinden, macentanın “bırakıvermenin” rengi olduğu düşünülür. Fiziksel ve zihinsel seviyede, bu artık bize hizmet etmeyen fikirlerin ve düşünce kalıplarının salıverilmesi anlamına gelebilir. Duygusal seviyede, macenta şimdiki durumumuza faydası olmayan eski duygusal kalıpları ve duyguları bırakmayı temsil eder. Macenta açık pembe olduğunda, ruhsal sevginin rengine dönüştüğü söylenir. Açık pembe sevilen birinin kaybının veya romantik bir ilişkinin bitişinin neden olduğu “kırık kalpleri” iyileştirmede faydalı olabilir. Willis, macentanın habis tümörleri (diğer terapiler ile birlikte) tedavi etmede faydalı olabileceğine inanır. Ek olarak, renk refleksolojistlerinin macenta ışığı kullanmasının meme kistlerini, kulak çınlamasını ve su tutmayı iyileştirmek için faydalı olabileceğini öne sürer.

Macenta duyguları dengeler. Hem aşırı – duygusal, hem de çok az duygusal durumları yatıştırır ve gevşetir. Kalbi canlandırır. Mor gibi benzer canlandırıcı ve baskılayıcı etkiler üretir. Normal bir durum üretmek için kan basıncını otomatik olarak yükseltir veya düşürür. Damarları ve arterleri normal fonksiyona getirmek için canlandırır veya baskılar.Böbrekleri ve adrenal bezlerini canlandırır veya baskılar. Cinsel arzuları ve yetenekleri dengeler. Yeşilde olduğu gibi, macenta tüm rahatsızlıklar ve koşullar için kulanılır- diğer renkleri daha etkili yapar. Aurayı inşa eder – güçlendirir ve yoğunlaştırır.

Renk Meditasyonu

Renkler ile kendi – kendine şifanın en basit yaklaşımlarından biri “renk soluması” olarak bilinir. Renk solumasında, birey ardı ardına sıra ile çakraların her birinden özel renklerde nefes aldığını imgeler. Renk terapisti Pauline Willis tarafından öğretilen basit bir renk soluma meditasyonu tüm bedeni enerjilendirmek ve yeniden dengelemek için faydalı olabilir ve aşağıdaki talimatlar ile kolayca uygulanır:

Zihin gözünüzde şifa verici renkleri daha kolay imgeleyebilmek için farklı renklerdeki çiçeklerin ve yaprakların imgelenmesi tavsiye edilir. Sırtı düz bir sandalyeye rahatça oturun ve burnunuzdan yavaşça nefes alıp verin, bedeninizin gevşediğini hissederken dikkatinizi göğsünüzün hareketine ve nefesinizin ritmine verin. Yavaşça nefes alıp verirken bedeninizdeki tüm gerilimin ve stresin uzaklaştığını imgeleyin. Gevşerken, zihin gözünüzde parlak kırmızı bir gül hayal edin. Bir sonraki nefes alışınızda, aynı gül kırmızısı rengi dünyadan çektiğinizi imgeleyin. Bunu ayaklarınızın altından kök çakranıza kadar çekin. Nefes alışınız ile kırmızı enerjiyi kök çakranıza çektiğinizi imgelerken, sonraki nefes verişiniz ile bu gül kırmızısı enerjiyi kök çakranızdan bedeninizi çevreleyen tüm aura alanınıza gönderdiğinizi imgeleyin. Bir sonraki çakraya geçmeden önce, her rengin nefesle çekilmesi ve verilmesi üç kez yapılır. Sonra gülün turuncu bir krizantem olduğunu imgeleyin. Bu turuncu rengi ayaklarınızdan yukarı göbeğinizin hemen altında bulunan sakral çakranıza soluyun. Nefes verişiniz ile, bu renkli enerjiyi sakral çakranızdan auranıza gönderdiğinizi imgeleyin. Bir sonraki çakraya ilerlerken, sarı renkli bir fulya imgeleyin ve sonra sarı enerjiyi ayaklarınızdan yukarı midenizin yukarısındaki solar pleksus çakranıza soluyun. Yine, nefes verirken bu sarı enerjiyi solar pleksus merkezinizden aurik alanınıza gönderin. Bu imgelemeyi daha önce olduğu gibi üç kez yapın. Sonra, parlak yeşil renkli bir yaprak imgeleyin, ve bu yeşil enerjiyi yatay ve direkt olarak göğsünüzün ortasındaki kalp çakranıza çektiğinizi hayal edin. Nefes verirken, bu yeşil enerjiyi auranıza gönderin, enerji alanınız parlak yeşil ışıkta yıkansın. Sonra mavi renkli bir çiçek hayal edin. Bu mavi enerjiyi başınızın üstünden direkt olarak boğaz çakranıza soluduğunuzu, sonra nefes verirken auranıza gönderdiğinizi imgeleyin. Bunu üç kez yapın. Sonra, zihin gözünüzde mavi çiçeğin yerine indigo renkli iris (süsen) çiçeği getirin. İndigo renkli ışığı başınızın üstünden alnınızın ortasındaki alın çakranıza soluduğunuzu imgeleyin. Sonra nefes verirken indigo ışığı alın merkezinizden auranıza gönderin. Son olarak, menekşe renkli çiçekleri imgeleyin, menekşe enerjiyi başınızın üstündeki taç çakranıza soluyun. Sonra nefes verirken menekşe ışığı taç çakranızdan auranıza gönderdiğinizi imgeleyin. Bunu da üç kez yapın. Sonra gevşeyin ve tüm bu parlak renklerin etrafınızda girdap gibi döndüğünü imgeleyin. Rahatlamış hissettiğiniz zaman, nefes alın ve ellerinizi başınızın üzerine kaldırın, tüm bedeninizi gerin. Nefes verirken, kollarınızı bedeninizin yanlarına indirin. Daha etkili olması için tüm döngü iki kere daha tekrarlanmalı.

Diğer basit imgeleme egzersizleri özel problemler ile başa çıkmak için bedeninize özel renkler almayı imgelemeyi içerir. Örneğin, uykusuzlukla başa çıkarken, tüm bedeninize mavi rengi soluduğunuzu imgeleyebilirsiniz, mavi ışığın bedeninizin her hücresine ve organına nüfuz ettiğini imgeleyin. Uykuya dalana kadar, bedeninizin mavi ile dolu bir kap olduğunu imgeleyin. Uykuya dalmak için ilk teşebbüsünüz başarısız olursa, tekrar deneyin, tekrarlanan uygulamalar çoğu zaman başarı ile sonuçlanır. İlave olarak, mavi çarşaflar kullanın, mavi pijamalar giyin ve hatta mavi renkli gece lambası kullanın (Mavi sakinleştirici, gevşetici bir renk olarak bilinir). Depresyonu tedavi etmek için, bazı renk terapistleri aynı renk imgeleme uygulamasını önerirler, depresyon tedavisi için daha canlandırıcı bir renk olan turuncu renkli ışık kullanılır. Canlandırıcı etkisi nedeni ile bu egzersiz gece yapılmamalıdır, uykunuzu bozabilir. Ağrı verici artrit ile başa çıkmak için, tüm bedeninize sarı ışığı soluduğunuzu imgeleyin, özellikle ağrıdan etkilenen eklem yerlerine konsantre olun.

Bazı renk uygulayıcılar ayrıca, her gün giydiğimiz elbiseler vasıtası ile, evlerimizdeki ve ofislerimizdeki eşyalardan ve hatta yediğimiz besinlerin renginden, renk enerjisini çeşitli formlarda aldığımıza inanırlar. Yediğimiz besinlerin renkleri çakralarımızla rezonansa girer ve onları süptil renk enerjisi ile besler. Kırmızı renkli besinler kök çakrasını besler, yeşil renkli gıdalar kalp merkezi için iyidir, mor ve menekşe gıdalar alın ve taç çakrası ile birlikte beyni besler. Holistik bir hekim olan Dr. Gabriel Cousens, güne gıdaların kırmızı, turuncu ve sarı alt spektrumu ile başlamayı önerir. Sonraki öğünlerde, bireyin yeşil, mavi, menekşe renkli gıdaları almasını tavsiye eder. Cousens gıdaları aşağıdaki gibi sınıflandırır:

Kırmızı : Domates, kırmızı lahana, kırmızı turp, pancar, ahududu, kırmızı kiraz, kırmızı biber, Frenk üzümü, kırmızı erik ve kırmızı elma.

Turuncu : Portakal, portakal suyu, mandalina, havuç, havuç suyu, mango, balkabağı, kayısı, çedar peyniri

Sarı : Muz, ananas, sarı peynirler, sarı biber, mısır, limon, tereyağı, yumurta sarısı

Yeşil : Ispanak, marul, lahana, yeşil elma, taze fasulye, bezelye, yeşil mercimek, kiwi, su teresi, yeşil biber, yeşil yapraklı sebzeler

Mavi : Böğürtlen, mavi erik, üzüm.

Mor/menekşe : Mor üzüm, erik, mor brokoli, patlıcan,

Macenta : Çilek,

Özel renkte giysiler giymek de iyileşme sürecinize katkıda bulunabilir. Ruhsal durumunuza ve sağlık problemlerinize göre özel renkte giysiler giymek tavsiye edilir. Örneğin, yüksek tansiyonlu insanlar, bunu düşürmek için mavi renkli giysiler giymekten yararlanabilirler. Soğuk elleri ve ayakları olan insanların, özellikle kış aylarında, kırmızı renkli çoraplar ve eldiven giymeleri önerilir. Terapi etkisi için özel renkte giysiler seçerken, pamuk veya ipek en iyi seçimdir. Renk terapisi için herhangi renkte giysi giyildiğinde, iç çamaşırları beyaz renkli olmalıdır.
 —